Kuyruk sokumunda Pilonidal Sinüs Nedir? Hangi Şikayetlere Yol Açar?
Kuyruk sokumundaki kıl foliküllerinin cilt altına doğru büyüyüp bu bölgede bir enfeksiyon oluşturması durumudur. Cilt altında içi kıl ve iç çamaşırdan gelen pamuk artıkları ile dolu bir boşluk oluşur. Boşluk içindeki yabancı cisimler hem mikropların çoğalmasını kolaylaştırır hem de duvarlarda kronik iltihabi bir doku oluşmasına yol açar. Kuyruk sokumunda ağrı, bu bölgeden iç çamaşırı kirletecek akıntı (sarı, berrak veya kırmızı renkte) olması şikayetlerine yol açar.
Hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştıran etkenler kuyruk sokumu bölgesinde sert kılların bulunması ve kişinin kas yapısına bağlı olarak kalça (gluteal) adalelerin arasındaki vadinin derinliğidir.
Ülkemiz ve Akdeniz çevresindeki diğer bölgelerde yaşayan bireylerde hastalık sıkça görülür. Genelde erkeklerde kadınlara göre biraz daha çok görülür. Ancak genç kızlarda ergenlik başlangıcında ve hemen sonrasında orta hatta kılların belirmesiyle gelişmesi nadir değildir. Her iki cinste de en sık görülme yaşı ergenlik çağı sonrası ve 35 yaş öncesidir.
Kıl torbası iltihaplanması olarak da bilinen durum akut apse veya tekrarlayan kronik enfeksiyon olarak doktora başvurmayı gerektiren iki ayrı durum yaratır. Her iki tablonun tedavisi farklıdır.
Tedavi
Kuyruk sokumunda şiddetli ağrı, şişkin kızarık bir kitle ve bazen ateş yükselmesi durumu varsa o bölgede cerahat birikmesine bağlı apse oluşmuştur. Bu durumda bir an önce bu cerahatin boşaltılması gerekir. İşlem lokal veya genel anestezi eşliğinde yapılır. Apse boşaltılan bölgede mikropların içerde tekrar birikmesini engellemek için cerahat boşaltılan açıklık kapatılmaz (dikiş atılmaz)
Bu girişimden sonra bölgenin iyileşmesini sağlamak için belli aralıklarla pansumanlar gerekecektir. Ancak sadece apse boşaltılan hastaların bir kısmında hadise tekrarlayacak ve kalıcı bir ameliyat gerekecektir.
Tekrarlayan kronik enfeksiyonu olan tabloda ise kuyruk sokumu bölgesinde kirli sarı, bazen kanlı bir akıntı gelir ve hafif bir ağrı şikayeti vardır. Burada cilt altında yerleşik içinde kıllar olan kronik bir enfeksiyon odacığı vardır. Bazen 8-10 cm boyutlara kadar ulaşabilen cilt altındaki bu iltihaplı bölgenin tamamen çıkartılması gereklidir. İyileşme ve işe dönüş süresinin kısa olması için bu çıkartılan iltihaplı yapının bulunduğu bölgede oluşan yeni boşluğun kapatılması gereklidir. Bu bölgenin açık bırakılması ve sekonder (ikincil) iyileşme denen yöntemin tercih edilmesi durumunda iyileşme süreci 3-4 aya kadar uzamaktadır.
En uygun kapatma yöntemi flep ile kapatma olarak adlandırılan ve çevreden gevşek bir deri parçasının çekildiği yöntemdir. Üstelik bu sayede kalça (gluteal) adaleler arasında vadinin derinliği azalacak ve orta hatta herhangi bir gerginlik olmayacaktır. Bu da ameliyat sonrası hareket etmeyi kolaylaştıracak ve ağrıyı en az düzeye indirecektir. Flep ile kapatma ameliyatı sonrasında hastaların büyük çoğunluğu gündelik yaşam aktivitelerine dönerler. Ancak nadiren yara iyileşmesi ile ilgili sorunlar yaşanabilir. Şeker hastalığı, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar ve en çok da tütün ürünleri kullanımı yara iyileşmesini olumsuz etkiler. Flep uygulaması yapılan durumlarda sigara, nargile, puro, pipo vb. tüm tütün ürünleri ve son zamanlarda pek çok kişinin zararsız zannedip kullandığı elektronik sigaralar, doku yenilenmesi için gerekli yeni damar oluşumunu bozdukları için ameliyat sonrası büyük soruna yol açarlar. Bu nedenle bu tür ürünlerin ameliyat zamanı ve sonrası (en azından birkaç hafta boyunca) hiç kullanılmaması gerekir.
Kuyruk Sokumunda Pilonidal Sinüste Fenol Tedavisi
Fenol oda sıcaklığında katı, vücut sıcaklığında sıvı hale geçen bir kimyasaldır. Antiseptik ve lokal anestezik etkileri vardır. Cilt ve gözde temas ile yanık oluşabilir. Buharının solunması da solunum yollarında tahrişe yol açabilir. Ancak dikkatli kullanımda pilonidal sinüste ameliyata gerek olmadan tedaviyi sağlayabilir. Cerahat gelen ağzın büyük, pilonidal sinüse ait boşluğun küçük olduğu durumlarda fenol tedavisi bazen iyi sonuç vermektedir. Herhangi bir anesteziye gerek olmadan fenol tedavisi yapılabilir. Öncelikle iltihap gelen boşluktan kıl ve yabancı sisimler temizlenir. Cilt korunarak boşluğa birkaç adet fenol kristali kırıntısı konur. Kısa bir süre sonra boşluk içindekiler tahliye edilir. Fenol boşluk kenarlarındaki kronik iltihabi dokuları eriterek iyileşmeyi başlatır. Bu uygulama gerekirse birkaç hafta arayla tekrarlanır. Akıntı kesilir ve yara kapanırsa ameliyata da gerek kalmaz.
Ameliyat Sonrası Ne Yapmalı?
Ameliyat sonrası pilonidal sinüsün tekrar oluşma ihtimalini iyice azaltmak için kuyruk sokumu bölgesindeki kılların ideal olarak epilasyon (lazer) ile giderilmesi iyi olur. Tıraş kılların daha sert çıkmasına, ağda ise kılların ters dönüp batmasına yol açabilecekleri için tavsiye edilmez
Kasık bölgesinde ve koltuk altında Pilonidal Sinüs
Kuyruk sokumunda kıllar bedenin özel yapısı nedeniyle kendiliğinden içeri doğru büyür. Ancak koltuk altı ve kasıkta bu durum en çok ağda veya tıraş sonrası gelişir. Burada da tablo cerahat birikmesine bağlı apse gelişimi veya akıntılı kronik iltihaplı bir alan vardır. Tedavi cerahatin boşaltılması veya kronik iltihaplı bölgenin çıkartılmasıdır. Bu bölgelerde cilt gevşek olduğu için genellikle flep yöntemine gerek kalmadan kapatılabilir.
Özetle…
Pilonidal sinüs kuyruk sokumunda sert kılların bulunması ve adaleler arasındaki vadinin derin olmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. İş hayatı en aktif olan genç nüfusu etkiler. Tedavide cerrahi bir müdahale genellikle gerekir. Bazı durumlarda kristalize fenol uygulaması ameliyata gerek olmada çözümü sağlayabilir. Günümüzdeki yaşam koşulları düşünüldüğünde hastanede en kısa süre kalmayı gerektirecek, ağrıya en az sebep olacak ve iş başına dönmeyi en kısa sürede sağlayacak yöntem tercih edilmelidir. Ameliyat sonrası tekrarlama ihtimalini azaltmak için de bu bölgedeki kıllar giderilmelidir. Kasık ve koltuk altında ise tıraş ve ağda bu bölgede kılların içeri büyümesine yol açarak iltihaplanmaya yol açar.
http://drhazar.com sitesindeki harici linkler ile ilgili sorumluluk almaz.