Anüs (makat) ve kalın barsağın son kısmı olan rektumu ilgilendiren hastalıklarda doktora başvurma genellikle bireylerde sıkıntı yaratır. Örf ve adetler, kalabalık polikliniklerde mahremiyet duygusunun tam sağlanamaması gibi düşüncelerin yanı sıra en büyük çekince nedeni muayenenin ağrılı olabileceği endişesidir.
Ancak yersiz korkular ile sağlık sorunlarının çözümünün ertelenmemesi gerekir. Zamanında tanı ve doğru tedavinin ilk adımı hekime bir an önce başvurmaktır. Unutulmamalıdır ki pek çok selim hastalıkta (hemoroid hastalığı, fissür vb) şikayetler başladıktan sonra fazla vakit geçirmeden hekime başvurmak sorunun bir cerrahi girişime gerek kalmadan çözülme ihtimalini arttırır. Diğer yandan gerçekten önemli bir sorun varsa tanının gecikmesi cerrahi yapılsa bile en iyi sonucun alınma ihtimalinin kaybolmasına yol açar. Herhangi bir sağlık sorununuz olduğunu düşünüyorsanız internet taraması yapmadan, arkadaşlarla sohbet eder gibi şikayetlerinize çözüm aramadan bir an önce güvendiğiniz bir hekime başvurun.
Doktora Başvuru Sonrası Ne Olur?
Bireyin şikayetlerinin rahatlıkla ifade edip dinlenebilmesi için kapısı kapatılabilen bir muayene odası kullanılır. Sağlık kuruluşuna başvuran kişinin sorunu net cümleler ile anlatması çok önemlidir. Kanama, kaşıntı, ağrı, kirli sarı renkte akıntı belli başlı şikayet konularıdır. “hemoroitlerim çok kötü” ” çok sıkıntı içindeyim” gibi ifadeler yol gösterici değildir. Bilimsel araştırmalar anorektal sorunu olan hastaların tama yakının kendilerinde hemoroit hastalığı olduğunu düşünerek hekime gelmesine rağmen bu bireylerin yarısında sıkıntı sebebinin başka bir sorun olduğunu göstermektedir.
Muayeneye gelen bireyin mevcut şikayeti, başlangıç zamanı, dışkılama alışkanlığı, tıbbi özgeçmişi (geçirdiği ameliyatlar veya hastalıklar), kullandığı ilaçlar, alerjisinin olup olmadığı detaylı olarak sorgulanır ve not edilir. Hastanın anne, babası, kardeşleri ve diğer yakın akrabalarında sindirim sistemi, jinekolojik organlar ve meme ile ilgili bir kanser varlığı mutlaka öğrenilmelidir. Kişinin anlatacakları dikkatlice dinlenip kaydedildikten sonraki hasta muayenesine geçilir.
Muayenede üç aşama vardır: Dışardan anüsün durumunun iyi bir ışık altında incelenmesi (inspeksiyon), parmakla muayene (rektal tuşe) ve ışıklı bir alet yardımıyla anal kanal ve rektumun içinin görülmesi (anoskopi/rektoskopi).
Hastanın geliş şikayeti öğrenildikten anüs bölgesine dışardan iyi bir ışık altında ve bazen 2-3 misli büyütmeli bir mercek ile bakmak (inspeksiyon) pek çok durumda tanının konması sağlar. Hastada anal fissür, apse gibi muayene sırasında ağrıya yol açabilecek bir durum var ise bunlar ilk aşamada (inspeksiyon) tespit edilir.
Hastada aşırı ağrı durumu yoksa mutlaka parmakla muayene (rektal tuşe) yapılmalıdır. Anüs adalelerinin durumu, bağırsağın son bölümünde bir kitlenin veya apseye ait şişliğin olup olmaması kolaylıkla anlaşılır.
Rektal tuşe ve anoskopi/rektoskopi normalde herhangi bir ağrıya neden olmaz. Muayene ile ağrı oluşmuyorsa hastaya küçük bir bağırsak boşaltıcı lavman uygulanır. Bunu takiben tek kullanımlık anoskop ve rektoskop ile bağırsağın son bölümüne süratle bakılır (anoskopi ve rektoskopi). Bu yöntemle polikliniğe başvuran hastaların çoğunda çok kısa sürede tanı konur ve tedaviye başlanır.
Ağrılı durumlarda anüse hariçten (dışardan) anestezik maddelerin uygulanması ile bazen muayeneye devam edilebilir. Ancak ağrıya sebep olabilecek durum dışardan bakma ile net olarak tespit edilebilirse, daha sonraki muayene aşamaları genellikle birkaç haftalık tedavi sonrasına ertelenir. İki-üç hafta sonra ağrıya sebep olan durum geçtikten sonra yapılacak kontrol muayenesi ile eksik işlemler tamamlanır.
Ancak ağrı çok şiddetli ise, durumun ne olduğu hariçten bakma ile anlaşılamazsa ve lokal anestezik maddelerin uygulaması ile dahi muayene yapılamıyorsa, imkanlar elveriyorsa, en iyisi hastaya bir MR tetkiki yapmaktır. Derin yerleşimli perianal apseler, rektumun dış kısmındaki tümörler vb durumlar dışarıdan hiçbir bulgu vermeden çok ağrıya neden olabilirler. Bu ve benzeri sorunların tanısı, aynı gün çekilecek acil MR ile süratle konur. MR çekme imkanı yoksa, hastada kalp pili (pace-maker) veya kapalı yer fobisi gibi durumlar nedeniyle MR çekilemiyorsa hastanın hastanede genel anestezi altında muayene edilmesi gerekir. Anüs bölgesinde çok şiddetli ağrısı olanda, tam tanı konmadan ağrı kesici verilip hasta evine gönderilemez.
Muayene Sırasında Hastalık Bulaşma İhtimali var mı?
Anüs ve rektum insan vücudunun en çok mikrop içeren ancak mikroplara da aynı oranda dirençli bölgesidir. Buna rağmen hasta muayenesi sırasında mutlaka tek kullanımlık malzeme kullanılır. Burada amaçlanan hastadan hastaya herhangi bir geçişin olmamasıdır. Muayene sırasında kullanılan eldivenler tek kullanımlıktır. Anoskop ve rektoskop adı verilen cihaz ile barsağın son kısmının içi görülür. İşlem sırasında bir ışık kaynağının ucuna tek kullanımlık plastik cihaz takılır. Muayene sonrası, kullanılan tüm eldivenler ve plastik parçalar atılır. Teknolojinin gelişmesi sayesinde malzemeyi yeniden üretmek ucuza malolmaya başladığından kullanılan parçaları dezenfekte etmeye çalışmak gereksizdir.
Özetle…
Anorektal hastalıklarda muayeneye gelmek pek çok kişi tarafından kolay kabul edilmez. Ancak hastalığın doğru tanı ve tedavisi için muayene şarttır. Gerekli tedbirler alınarak muayene sırasında mahremiyet ve hastanın ağrı duymaması kesinlikle sağlanır. Muayeneye izin vermeyecek kadar çok ağrı olan durumda acil MR tetkiki veya bu yapılamıyorsa genel anestezi altında muayene gerekir. Muayeneler tek kullanımlık aletlerle yapıldığından hastalık bulaşma ihtimali yoktur.
http://drhazar.com sitesindeki harici linkler ile ilgili sorumluluk almaz.